Ankara Savaşı’ndan sonra, Anadolu’da Bayezid’in sağladığı birlik parçalanmış, Türkmen beylikleri Timur sayesinde tekrar bağımsızlıklarını ilân etmişlerdi. Yıldırım Bayezid’in ölümünden sonra (hattâ daha önce) oğulları arasında taht kavgası başlamış, bu kargaşalık, bu saltanat fasılası, 11 yıl kadar sürmüştür. 28 Temmuz 1402’den, Mehmed Çelebi’nin tahta çıktığı ve tek başına iktidarı ele aldığı 5 Temmuz 1413’e kadar geçen bu 11 yıllık döneme “Fetret Devri” denir.
Ankara Savaşı’nda, son anda zaferi Timur‘un kazandığı anlaşılınca, Emir Süleyman Çelebi, 30.000 kişilik kuvvetiyle çekilmiş, önce Bursa’ya, orada hiç beklemeden Rumeli’ye hareket etmişti. Bizans’ın engellemek istemesine rağmen Venedik ve Ceneviz gemileriyle Boğaz’ı geçmiş, Edirne’de hükümdarlığını ilân ederek Trakya ve Balkanlar’a hâkim olmuştu. Yanında kudretli ve tecrübeli vezir Çandarlı Ali Paşa da vardı.
Bayezid’in diğer oğlu İsa Çelebi, Timur’a esir olmaktan kurtulmuş, Bursa-Balıkesir yöresini ele geçirmiş, O da hükümdarlığını ilân etmişti.
Musa ve Mustafa Çelebiler, babaları ile birlikte Timur’a tutsak idiler. Bayezid ölünce Timur, Musa Çelebi’yi serbest bırakmış ve onu babasının cenazesini Bursa’ya götürmeye memur etmişti. Babasının cenazesini getiren ve yanında bir miktar asker de bulunan Musa Çelebi, kardeşi İsa Çelebi’yi Bursa’dan ayrılmaya mecbur bıraktı ve bölgeye kendisi hâkim oldu. Fakat kısa bir süre sonra İsa Çelebi tekrar yürüyüşe geçti ve bu defa Bursa’yı bırakmak zorunda kalan Musa Çelebi oldu. Musa Çelebi halasının oğlu olan Karamanoğlu’nun yanına gitti. Saltanat iddiasından vazgeçmemişti.
Serbest olan şehzâdeierden Mehmet Çelebi, Amasya,Tokat ve Sivas bölgelerine hâkim olmuştu. Durumunu kuvvetlendirince Bursa’ya doğru ilerledi. Ulubad’da karşısına çıkan İsa Çelebi’nin kuvvetlerini yendi. İsa Çelebi Bizans’a sığındı. Mehmet Çelebi Bursa ve İznik çevrelerini de böylece hâkimiyeti altına almış oldu.
Bu sırada Rumeli’ye hâkim olan Süleyman Çelebi, Germiyanoğiu ve Karamanoğlu’na nâme yazarak onlarla daima dost olacağını söylemiş ve kardeşi Musa’yı serbest bırakmamalarını istemişti. Aynı zamanda Bizans’la anlaşarak kardeşi İsa Çelebiyi serbest bıraktırdı. Ona Bir miktar kuvvet vererek öteki kardeşi şehzâde Mehmet Çelebi’nin üzerine gönderdi. Anadolu’ya geçen İsa Çelebi ile Mehmet Çelebi arasında birkaç defa vuruşma oldu ve sonunda Mehmed Çelebi galip gelerek İsa Çelebi’yi öldürttü.
İsa Çelebi’nin ölümünden sonra Süleyman Çelebi de Anadolu’ya geçti ve Bursa’yı ele geçirdi. Mehmet Çelebi Ankara’ya doğru çekildi. Fakat Emir Süleyman Ankara’yı da zaptetti. Buradan da çekilen Mehmed Çelebi, Karamanoğlu ve Germiyanoğiu ile anlaştı. Birlikte hareket ederek Musa Çelebi’yi serbest bıraktılar ve miktar kuvvetle Rumeli’ye geçmesini sağladılar.
Musa Çelebi Rumeli’ye geçince Emir Süleymann Çelebi’nin Anadolu’da kalmayacağı belli idi. Nitekim Süleyman Çelebi de Rumeli’ye geçti. Serbest kalan Mehmed Çelebi, Ankara ve Bursa’yı yeniden ele geçirerek bölgede hâkimiyet kurdu.
Rumeli’ye geçen Musa Çelebi, Sırplar’dan destek almasına rağmen ilk karşılaşmada Emir Süleyman’a yenildi, ama çekilerek gerilla savaşı yapmaya başladı.
Bu sırada Emir Süleyman’ın kudretli veziri Çandarlı Ali Paşa vefat etti. Onun ölümünden sonra Emir Süleyman, beyler arasında birliği sağlayamadı ve onları gücendirdi. Başta Yeniçeri Ağası Haşan Ağa olmak üzere bazı beyler Musa Çelebi tarafına geçtiler. Böylece Musa Çelebi’nin kuvveti arttı. Bundan sonra iki kardeş arasında yapılan savaşı Musa Çelebi kazandı ve Emir Süleyman yakalanarak öldürüldü. Nâşını Bursa’ya gönderdiler.
Artık Rumeli’nin hâkimi Musa Çelebi idi. Edirne’ye gelerek tahta çıktı ve Rumeli’de otoritesini kabul ettirmek için fütuhata başladı. 1411 yılında İstanbul’u da kuşattı. Timur’u Anadolu’ya gelmek için asıl kışkırtanın Bizans olduğunu söylüyor ve intikam almak istiyordu.
Musa Çelebi tarafından ortadan kaldırılan Emir Süleyman’ın oğlu Orhan, Bizans’ta idi. Bizans İmparatoru Orhan Bey’i kuvvet vererek Rumeli’ye gönderdi ve Musa Çelebi’ye saldırttı. Ama onu da yenen Musa Çelebi İstanbul’u tekrar kuşattı. Bizans imparatoru bu defa Mehmed Çelebi ile işbirliğine mecbur oldu.
Usta bir politikacı olan ve Osmanlı tahtında tek başına kalmak isteyen Mehmed Çelebi bu durumu değerlendirdi. Bizans’ın da yardımı ile Rumeli’ye geçti. Şimdi Musa Çelebi iyice güçlenmiştir ve Bizans’ı sıkıştırmaya başlamıştı. Ama güçlü rakibi Mehmed Çelebi yok edilememiş ve fırsat kollamaktaydı.
Musa Çelebi, iyi bir idareci değildi. Çevresine haşin davranıyor, beylerin kendisinden yüz çevirmelerine sebep oluyordu. En ünlü ve nüfuzlu beyleri ayrılıp Mehmed Çelebi’nin yanına gittiler.
Mehmed Çelebi, kuvvetlerini toplayarak üçüncü defa Rumeli’ye geçti. Edirne’ye doğru iferledi, Musa Çelebi’nin öncü kuvvetlerini yendi ve Edirne önüne geldi. Fakat kale kumandanı ve Edirne’dekiler şehrin kapılarını açmayarak Mehmed Çelebi’ye şu haberi gönderdiler:
“Sizi sur içinde kabul edemediğimiz için özür dileriz. Şehzâdeler aralarında hesaplaşsın, taht şehrini galip gelen tarafa teslim ederiz.”
Bu, akıllı bir davranış idi. Şehri zorla almaya kalkan taraf yıpranacak, Edirneliler gözünde prestij kaybedecek ve öbür tarafın galibiyetini hazırlamış olacaktı. Mehmed Çelebi hiç ısrar etmedi. Kuzeye yönelerek kardeşinin üzerine yürüdü. Kardeş orduları Sofya yakınında şiddetli bir savaşa tutuştular. Musa Çelebi çok cesur dövüştü. Fakat atı tökezlenerek düştüğü zaman Mehmed Çelebi’nin askerleri tarafından yakalandı. Mehmed Çelebi de onu öldürterek nâşını Bursa’ya gönderdi (5 Temmuz 1413).
Bu galibiyetten sonra Edirne’de tahta çıkan Mehmed Çelebi, bütün rakiplerini ortadan kaldırmış, Osmanlı Devleti’nin sultanı olmuştu. Böylece “Fetret Devri” sona ermiş oluyordu.
Bütün bu olaylar, taht kavgaları ile geçen bu kargaşa dönemi, 11 yıl sürmüştür. Şimdi Mehmed Çelebi, Rumeli ve Anadolu’da birliği sağlayacak, Osmanlı Devleti’nin sağlam temeller üzerine kurulduğunu ispat edecektir.