Çuhacı Han / Nur-u Osmaniye- Fatih "Çuhacı Han; İstanbul Suriçi Nurusosma
Çuhacı Han / Nur-u Osmaniye- Fatih
"Çuhacı Han; İstanbul Suriçi Nurusosmaniye Kılıççılar Sokak ile Çuhacı Han Sokak’ları arasındaki yapı adasında 1725 tarihlerinde inşa edilmiştir. Hanın kesin inşa tarihi ve mimarı belli değildir. Mahmutpaşa Yokuşunun başında Kılıççılarsokağı ile Çuhacı Han Sokağı arasındadır. Çuhacı Hanın kitabesi yoktur. Vakıf kayıtlarına göre Lale devrinde Nevşehirli Damat İbrahim Paşa (1718-1730) tarafından bir tür yünlü kumaş olan Çuhacıların ticaretleri için yaptırılmıştır. Hatta Çuhacılar loncası Kethüdasının da bu hanın içinde oturduğu ve bu esnaftan dolayı da adının Çuhacılar Hanı olduğu bilinir. Hanı daha sonra Çuhacı esnafı terk etmiş ve onların yerini kuyumcu ve gümüşçüler almıştır. Han yapılmadan önce yerinde İğneci El-hac Hasan Ağa’nın mescidi olduğunu Hüseyin Ayvansarayi Hadikatü’l-Cevâmi isimli eserinde yazmaktadır. Muhtemelen Nevşehirli, hanı yaptırırken bu mescidi de hanın kapısı üzerindeki mekanda yeniden yaptırmış olmalıdır. Çuhacı Han 29 Eylül 1755’deki büyük Hocapaşa yangınında yanmış, günümüzdeki bina ise bu yangından sonra kısmen yenilenerek yapılmıştır.
Tuğla ve taş karışımı olarak inşa edilmiş olan bu yapı iki katlı ve dikdörtgen avluludur. Çuhacı Hanı sokağındaki girişi sade, yuvarlak taş kemerli bir açıklık şeklindedir. Bu girişin üzerinde yedi adet ve üç sıralı taş konsollar üzerine oturan taş ve tuğla karışımı bir bindirmeliği vardır. Han inşa edildiği sırada yeniden yapılmış olan mescit bu mekanda idi ve 1914 yılına kadar kullanılmış olup bu tarihten sonra atölye haline getirilmiştir. Bu bindirmeliğin sivri kemerli, sağır alınlıklı iki büyük dikdörtgen pencerenin alt ve üstünde daha küçük pencere bulunur. Giriş 21 x 28 m. ölçüsündeki dikdörtgen avluya uzun ve çapraz tonozlu bir geçit ile bağlanır. Avlunun etrafında payelere oturan sivri kemerli üzerleri manastır tonozu ile örtülü iki katlı revak bulunur. Revakların iki yanındaki taş merdivenlerle üst kata çıkılmaktadır. Köşelerdeki iki merdiven ise depo olarak kullanılan bodruma inmektedir. Günümüzde yapılan ilavelerle orijinal özelliklerini tamamen kaybetmiş olan bu hanın 1964 de 1/4 hissesi Vakıflar’a geri kalanı ise şahıslara aittir."